Bir gün, karşı komşunun oğlu Yusuf’la çimenlerde oynarken, birden bire bir kelime duydum. “Hırt” diyen biri, gözlerini bana dikmişti. O an anlamadım, ama bu kelime aklımda kalmıştı. Annemle eve dönerken, “Hırt ne demek?” diye sordum. Gözleri bir an dondu, sonra yüzünü buruşturdu. “Hiçbir zaman kullanma, kimseye söyleme,” dedi. Ama, merakım o kadar büyümüştü ki, bu kelimenin ne anlama geldiğini bir türlü öğrenemedim. Bugün, o küçük anı hatırladım ve bir şeyin daha farkına vardım: Bir kelime, bir toplumun, bir ilişkinin ya da bir kültürün derinliklerini yansıtabilir. Gelin, “hırt” kelimesinin anlamını, iki farklı karakter üzerinden keşfederek, sizlere anlatayım.
Yusuf, mahallede “hırt” olarak tanınan bir çocuktu. Kimse ne dediğini tam anlayamazdı, ama kesinlikle dikkat çekiyordu. O, insanları farklı bir şekilde etkileyebilen, biraz da tuhaf biri olarak biliniyordu. Asya, onun tam tersi, sakin, empatik ve her zaman doğruyu söylemeye çalışan bir kızdı. Onun için kelimeler çok önemliydi. Kelimelerin yükü, ilişkilerin temeli olduğunu düşünüyor ve bazen bu yüzden başkalarıyla anlaşmazlıklar yaşıyordu.
Bir gün, okul çıkışında Yusuf’la karşılaştılar. Yusuf yine mahallede, o eski alışkanlıklarıyla koşuyordu. Asya, Yusuf’un etrafındaki gürültüden, hareketlerden, bazen de laf atmalarından rahatsız olmuştu. İçindeki empati onu harekete geçiriyor, ama aynı zamanda Yusuf’un “hırt” olarak tanınmasının yanlış olduğunu da düşünüyordu.
“Yusuf, hırt olmak ne demek?” diye sordu Asya.
Yusuf, biraz şaşırarak baktı ama hemen yanıtladı: “Hırt, bildiğin, her işi bilen, her şeyi çözen adam. Ama biraz da zorba. Kimseyi takmaz.”
Asya, bu yanıt karşısında duraksadı. Yusuf, gerçekten kendini böyle tanımlıyordu ve bunu bu kadar rahat söylüyordu. Onun için bu kelime, bir tür üstünlük göstergesi gibi görünüyordu. Ama Asya, bu kelimenin insanların zihinlerinde ne kadar yanlış bir yer edindiğini çok iyi biliyordu. Hırt, aslında güçlü görünse de, yalnızca dışarıya verilen bir maske olabilirdi.
“Bence hırt olmak, sadece başkalarına üstünlük kurmak demek değil. Kendine saygı göstermek, önce kendi içindeki gücü görmek önemli,” dedi Asya.
Yusuf, bu yorum karşısında biraz sessizleşti. Aslında, içindeki hırçınlık ve dışarıya vurduğu tavır, bazen ona zarardan başka bir şey getirmiyordu. Kendini sürekli üstün görmek, insanları dışlamak, uzun vadede yalnızlığa ve kalp kırıklıklarına yol açabiliyordu.
Erkekler genellikle çözüm odaklıdırlar. Onlar için kelimeler, bazen bir güç gösterisi olabilir. Yusuf’un kendini “hırt” olarak tanımlaması, aslında bir tür stratejiydi. Zayıflık gösterememek, hep güçlü olmak, bir şeyleri kontrol altında tutmak… Ancak, bu yaklaşım zamanla insan ilişkilerini zorlaştırır ve yalnızlığa yol açar.
Kadınlar ise, daha empatik ve ilişkisel bir yaklaşım sergilerler. Asya, Yusuf’un tavırlarına, kelimelerine takılmak yerine, anlamaya çalıştı. Onun davranışlarını bir tehdit olarak görmek yerine, daha derinlemesine bir empati ile yaklaşmak istedi. “Hırt” kelimesinin arkasındaki duyguyu anlayarak, Yusuf’a başka bir bakış açısı sunmayı amaçladı.
Bazen, kelimeler duyguların, kimliklerin yansımasıdır. Asya, Yusuf’un içsel çatışmalarını ve yalnızlıklarını, dışarıya taşınan maskeler üzerinden anlamaya çalıştı. “Hırt olmak” belki de onun kendini güçlü ve değerli hissetme biçimiydi, ama Asya buna farklı bir anlam yükledi.
Bugün, hırt kelimesi genellikle, gücü ve üstünlüğü simgelese de, aslında bir kaçış stratejisidir. Bir kişi kendini güçlü göstermek istese de, derinlerde yalnızdır. “Hırt olmak” bir tür savunma mekanizmasıdır. Kendini her şeyin üstünde göstermek, kendini değerli kılmaya çalışmak, aslında zayıflıkların gizlenmesidir. İnsanlar, kendilerini başkalarından daha üstün kılmaya çalıştıkça, içlerindeki kırılganlıkla yüzleşmekten kaçınırlar.
Yusuf ve Asya’nın hikâyesi, bu kelimenin sadece bir tanım olmadığını, bir yaşam biçimi, bir içsel güç arayışı olduğunu gösteriyor. Hırt olmak, belki de dışarıya verdiğimiz maskeden başka bir şey değildir. Bunu sadece erkekler için değil, herkes için söyleyebiliriz: Bazen, gücü dışarıda aramak, içsel zayıflıkları göz ardı etmek anlamına gelir. Asya, buna farklı bir bakış açısı sundu: “Gerçek güç, başkalarına üstün gelmekte değil, kendini olduğu gibi kabul etmekte gizlidir.”
Şimdi, siz de Yusuf ve Asya’nın hikâyesine nasıl yaklaşıyorsunuz? Hırt olmak sizce gerçekten güçlü olmak mı? Ya da, bu kelime, toplumsal baskıların ve yalnızlıkların bir sonucu mu? Hırt kelimesi size ne ifade ediyor? Yorumlarınızı paylaşarak, bu konuyu birlikte tartışalım.